ALDANIŞ
Tarafından yazılmıştırMurat İnceAçık 18 Ağustos 2022
ALDANIŞ
Geceden de düşermiş insan geceden de üste… Her yokluk meğer bir aldanışmış ve her şeyin üstünde duran yalnızlıkmış…
Hafızamın yokuşlarında, kalbimin en dar potasındayım. Süzme yalanlarla baş başa kalışımın hangi antik çağını yaşıyorum bilemiyorum. Kevgire dönen gövdemden milyarlarca ışık sızıyor, hangisini kapatsam bir diğeri daha güçleniyor. Işık sızdırmayan gecelerin yerini işgal edilmiş aldanışlar almış. Örselenmiş benliğimin her yanı yalan sızdırıyor günün günsüzlüğüne. Sözde ışık , ümit; alakası yok her yanı yalanın ve dolanın armonisi olmuş. Gelen kanıyor, giden kanıyor benim yalanlara kanmadığım gibi…
Belki de her yüze gülenin güneş olmadığını anlamak, bir karabulutun gövdeye çullanışını ve nasıl üç günlük ömre riyakarlık mayası çalışını görmek gerekiyor.Ayrılıktan da düşermiş insan ayrılıktan da üste… Her varlık meğer bir yok oluşmuş ve her şeyin üstünde duran bir avuç külmüş…
Yazdıklarımın ortasında ve kalemimin ucundayım. Kafiyesiz şiirlerimle kafa kafaya sohbet edişimin hangi mitolojik zamanını soluyorum kestiremiyorum. Burma kadayıf gibi gövdem ve her zerrem kutsanmış acı içinde. Bulgur bulgur dökülen her damla kanım, alnımda aldanışın ter taneleri. Sildikçe kol yenine yalnızlığımı, siyah paltomdan , oradan çaresizliğe ve dahası kanıma, iliğime işliyor.
Muğlak ve bir o kadar ironik tümcelerin dehlizlerinde boğulma tehlikeleri atlatıyorum. Adı karmaşa olan şu denklemin “X’ni” hep “0” buluyorum sonra toz, sonra kahreden sonsuz yıllar ve birleşenleri, kesişenleri A L D A N I Ş oluyor.
Ne bayağı kesirden ne atom zerresinden ne de biyolojiden anlarım… Birkaç hücrem olduğunu, birkaç kemiğim, birkaç litre kanım ve bir kalbim olduğunu bilirim sadece ve bir de Atlantis’ten bu yana o asıl bedenimi aradığımı…
Geçmişinden de düşermiş insan bütün geçmişlerden üste… Her diriliş meğer yeni bir aldanışmış ve her şeyin üzerinde seyri aleme çıkan ruhmuş, adı yanan, cismi her defasında kül olan…
Şimdi gidiyorum… Yolumda yollar, yolsuzluklar, yoldan çıkışlar… Yolcu yolunda gerekler… Yolun sonu görünüyorlar… Yalanmış hepsi yalan, inanmak diye bir şey varmış, dostluk, kardeşlik, aşk… Varmış sadece ama yokmuş bir celsede… Aldanışmış, koskoca saydığın üç günlük ömür ve üç beş metrelik bir kefenmiş şu canım ömre biçtiğin…
Serveti ömrü olan herkese; daha dün doğmamıştık, cenin bile değildik, dün oynamayı, daha dün yürümeyi, koşmayı, sevmeyi, aldatmayı ve daha dün ölmeyi, acı çekmeyi bilmiyorduk. Kim öğretti Allah aşkına size bunca yalanı dolanı?.. Zümrüt-ü Anka mı sandınız o size ait zannettiğiniz canım emanet bedeni?
Aldanışın asıl günlüğünden, kalbimden yine de sevgiyle…