Yazar: Murat İnce
Sayfa:2
DUR! DEDİM DURMADIN İŞTE Hırçın dalgalarda aradım seni, yalçın kayalarda sordum seni. Gökyüzünde açan bulutlarda, yeryüzünde doğan çocuklarda, kar üstüne, kar düşen yaylalarda, ucu bucağı görünmeyen ovalarda, aradım, sordum, yalvardım seni… Dağ yamaçlarında açan kardelenlerden, gökyüzünde süzülen şehirlerden, kırlarda açan menekşelerden, bahçemize konan kelebeklerden, sokağımızdaki sümbüllerden, karanfillerden, yedi düvelde, dilden dile gezen Leyla’dan, Şirin’den, Aslı’dan […]
DOSTUM Dostum… Dost diyorsak sonuna kadar… Fakat anlaşılamamak kadar derin bir acı olamaz… Sancılı zamanları yaşıyorum, aşk, iş, gelecek, dünyevi sıkıntılar, ne faal insanlar, yer kürenin kabuğu ha çatladı ha çatlayacak, ya da ben çatlamak üzereyim… Yoruldum be dostum yoruldum. Anlaşılamamaktan yoruldum… […]
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN TİBET Üzüm gözlerinde hayata tutunduğum, kara bakışlarında coştuğum, minik ellerinde sonsuz mutluluk bulduğum ve benim şu kısacık ömrümde tek sukut bulduğum can, ne olur gözlerinin ışığını alma benden. Öyle mutluyum ki senle, öyle çok umutluyum ki yüreğinle, ne olur yüreğini yüreğimden alma üzüm gözlüm. On bir haziranlara bıraktığım umudum, yolları yollarına […]
DOĞMUŞUM “O” sabah takvimler bir haziranı gösteriyormuş, doğmuşum, yaz başıymış… Ankara’dan ayazlar çekileli, sobalar söneli ve yeni doğan da sisli günler biteli daha bir ay olmuş. Anam kuru yere ateş yakmış, babam yazlık bir sinemada iki lira yevmiye ile işe başlamış… Yeni doğanda başlayan doğum serüvenim, Gökçen Efe mahallesinde geçen bir çocuklukla devam ederken, […]
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ANNE Terli parmaklarımın arasından kayan kalemim Temmuz’a bir çentik daha attı… Dün on Temmuz’du, sen doğmuştun anne bundan seneler önce. Ben yine unuttum değil mi? Neyimi? Ne olacak anne, ömrünün en gürbüz gününü askıya aldım kara bağlamış kalbimde. Oy benim kadersizim; kim bilir ömrünün ırmaklarından kaç Temmuz aktı hicran dolu yatağını […]
DİLAN “Susmuşum bu gece dilim yüreğime saplanmış Oy ben öleyim Dilan bu can bir sana kalmış…” Sondan başladım hayata… Baştan yazılı hesaba eksi bir dedim. Bilmem kaç yaşındayım? Kaçtan düşüyorum? Birikmiş ne varsa tecrübe, para, aile, mutluluk, huzur… Her gün bir tükettim, her gün bir eksilttim sondan. Sonra baştan korktum doğmaktan… Güzel bir şey vardı, […]
ÇÜNKÜ SEVİYORUM Enkazdasın… Yıkılmışsın… Göz bebeklerin kararmış… Saatin sarkacı olması gereken yerde değil. Saat durmuş, sarkaç orta da değil. Korkunç bir ağrı hasıl olmuş beyninde. Pis bir koku pineklemiş burnunun ucuna. Korkmuşsun… Canın yanıyor, canın acıyor, alabildiğine “kan” alabildiğine sinek. Ölmüşsün… Varlığın şarapla yıkanmış, dine sarılmışsın. Dinsizliğini unutarak… Korku iliklerinde buz gibi. Damarların […]
ÇOK ÇALIŞMAK Gece yine güne doğru ilerliyor. Güne yarım bir gece kaldı… Hadi bu gece yastığa kafamızı koyduğumuzda, pazartesi ne olacak?.. diye düşünmeden uyuyalım. Kahretsin!.. yine mi pazartesi, demeden uzanalım yatağımıza… Hafta başları hep bir kasvetli, hep bir sıkıntılı başlar. Biraz olumlu düşünerek, yarın için […]
DEMEDİN DEMEDİM İŞTE Gelebilirdin, bir gün arayıp sorabilirdin ve bir kere nasılsın diyebilirdin, demedin… Yollarım uzun, yollarım başka başka topraklar ve benim halim uzun hava, bozlak türküler kadar kederli… Yanımda kalsaydın, benimle olsaydın, en azından bir iki kere arasaydın ve sadece “özledim” deseydin yeterdi. Demedin… Başımı alıp diyar diyar gezmekteyim, her gün biraz daha […]
DEFOL GİT Aklımda ki gözlerin geceyi aralıyor ve ben bu namussuz gecenin koynunda sensiz bir piç gibi çırılçıplağım … Gece uzun, adını ve asıl kimliğini unutmaya yüz tutan yüreğimin fahişe sevdası, hangi dölünü taşırsın hayatın?.. Ve hangi kanı beş kuruş etmedik kahpenin diş izleri var boynunda?.. Neredesin bilemiyorum ve hangi şehri doğurmaktasın?.. Kime sarılıp […]